11 Haziran 2011 Cumartesi

Çocuk Gelişimi İle İlgili Mutlaka Okunması Gereken Yazı

   PERDE ARKASINDAN ÇOCUK BÜYÜTME

    Her anne ve baba,çocuklarımızın iyiliğini istiyoruz mottosuyla yola çıkarlar.Ancak bilmezler ki bu iyilik isteme savaşı onların çocukları üstünde zaman zaman kötülük yaratır.Çocuklar anlaması güç,derdi çok ve bir o kadar da mutluluk veren insan grubudur.Hele hele bazı anne-babalar için çocuk demek hayat demektir.İşte tam da burda konuya girmek istiyorum.Çünkü çocuk demek size hayat demek olsa dahi lütfen çocuğunuza bunu hissettirmeyin.Çocuk,o kadar uyanıktır ki eğer sizin onun için her şeyi yapabileceğinizi anlarsa bunu hayatı boyu kullanabilir.Onun kişisel yaratılışıyla alakası olmayan bir durumdur bu.Dolayısıyla bir yönüyle çocuğunuzu bencil yapan da sizler olabilirsiniz.Aman dikkat edin!
   
    Çocuğunuzu sevin,onunla ilgilenin,onu kötülüklerden ve yapacağı yanlışlardan korumaya çalışın ama lütfen bunların hepsini biraz perde arkasından yapın.Çocuğun artık size ihtiyacı kaçınılmaz olduğunda ortaya çıkın ve bir süpermen misali onu ordan kurtarın.Ama tabi bunu yaparken sakın olayın bitmesini beklemeyin.Olayın sonucunun çok kötü sonuçlara yol açacağına inandığınız an ona müdahaleyi yapın.
 
   Peki çocuk için kötü ne demektir?Pek çok aile bu kötü yorumunu yanlış anlamakta ve çocuğunun yere dahi düşmesini kötü diye algılamakta ve çocuğun yürüyüşüne dahi karışarak çocuğun ilerde yürümesini dahi engellemektedir.Unutmayın çocuğunuza arabalar,yazlıklar,evler ve bol bol para bırakacağınıza sadece bir şeyi bırakın.Ona hayatı boyunca karşılacağı taşlı,mıcırlı,asfaltlı,tozlu,topraklı yollarda nasıl yürüyeceğini öğretin.Sizin ona bırakacağınız her şeyi o yolları bilmediği için bir günde bitirebilirken;sizin ona yolları öğretmenizle o sizin vereceğiniz her şeyi baştan yaratır.Aman çocukken onu bu yollardan geçirmektense alıp arabaya bindirmeyin.Bırakın yürüsün bu yollarda.Bazen ayağı ağrısın,bazen ayağı yansın,bazen de ayağı burkulsun.Ama ne olursa olsun arabaya binmesin.Bildiğiniz üzere çocuk ufaklık döneminde ne kadar çok yürürse o kadar ayağı esneklik ve güç kazanır ve daha çok yürüme kabiliyetini elde eder.
   
    İşte bu yürüme kabiliyetini kazanması için çocuğun bazen canının yanması gerekmektedir.Bir çocuğun yere düşüp ayağını yara yapması kötülük değil bir nevi iyiliktir.Ama çocuğun açık bir belediye çukuruna düşüp ayağını kırmasını beklemek büyük bir caniliktir herhalde.Yani çocuğunuzun belediye çukuruna düşmesine izin vermeyin ama lütfen yere düşmesine izin verin ki bir daha düştüğünde ne kadar canının acıyacağını bilsin.Siz ona belediye çukuruna düştüğünde neler olacağını anlatırsanız o yere düşmeden önce anlamaz ancak yere düştükten sonra sizin dediklerinizle empati kurabilir.Çünkü artık basit bir yere düşmenin bile onun ne kadar canını acıttığını bilmesi belediye çukurunun neler yapabileceği hakkında fikirler verir çocuğa.Yani çocuğunuza yapacağınız iyilik onu büyük kötülüklerden korumaktan ziyade ufak yaralardan alıkoymamaktır.
  
    Bu ufak hatalar bir çocuğu büyüten etkenlerdir.Unutmayın çocuk anne-babasının nasihatlarını ancak başına geldiğinde anlar.Ondan dolayı bırakın çocuğunuz kendi kendine dünyada bir yol alsın ve siz de arkadan onu seyredin.Örnek olarak ben çocukluğumda genellikle her şeyi kendi başına yapan dik başlı bir çocuktum.Daha ilkokul 1. sınıfın ikinci döneminden itibaren okula kendim gitmeye başlamış,3.sınıfta anne ve babamın çalışmasından dolayı evde tek başıma onlar gelene kadar kalabilmiş bir çocuktum.Peki bunlar bana ne kazandırdı?En önemlisi şu an bu yazıyı yazıyor olmamı bunlar sağladı.Siz şimdi düşüneceksiniz ‘Eee tabi ki de çünkü tecrübe etmişsin.’ Kesinlikle büyük bir hayır.Bana tecrübe kazandırmasının dışında en önemlisi hayatta bir şeyler başarabilme yetisini kazandırdı.7 yaşındaki bir çocuk okula tek başına gitme başarısını gösterdiğinde başarı duygusunu tadar iken 30 yaşındaki bir insan şirketin birinde genel müdür olduğu zaman ancak bu duyguyu tadabilir.Başarı her yaşta başarıdır ama herkes yapabildiklerinin en iyisini yapabildiği zaman  başarılı sayılır.Ben yapabilirim güdüsü çocuğa ömür boyu gerekli olan kendine güven temasını kazandırır.Lütfen çocuğunuza bunu kazandırmak için onu perde arkasından izleyip başarmasına olanak tanıyın.Bırakın 3 yaşındaki bir çocuk şişeyi kendi açmaya çalışsın ve açarken de suyu üzerine döksün.Burda dikkat etmeniz nokta şişenin cam olmamasıdır.Eğer camsa elinizi alta koyun ve düşerse diye önlem alın.Başarsın ve sonra da bir tebrik edin.Bu şişe açma eylemi ilerde belki de büyük bir şirket açma eylemi ile sonuçlanacaktır.Bırakın 10 yaşındaki çocuğunuz okula kendi gitsin ve sizde onla arkasından bir dedektif gibi yola koyulun.Onu izleyin çok kötü bir durumda müdahale edin.Kaldırımda yere düşecekse müdahale etmeyin.Caddenin ortasına düşecekse müdahale edin.Çocuk okula kendi gitsin.Kimsenin ona yardım etmediğini sansın ve başarsın.İşte onun da ödül kazanması bu yaşta budur.Çocukluğunda yolda yürümekten dolayı ödül alamayan çocuklar ileride nobel ödülünü almadan önce halen yolda yürüme ödülünü arar olurlar.
    
    Kısacası çocuğun ailesi olarak onun dedektifi olun ama sezdirmeyin.Bırakın başarsın,öğrensin ve başkasına ihtiyaç duymadan yaşama yetisi kazansın.Sonra inanın yaptığınız bu kötülük hem size hem de ona kazandırır.Yani en açıkçası çocuk ağzıyla:’Biraz kötü olun be anne ve babacığım.Hep iyilik bozar biz çocukları.’

                                                                                                       Doğuş AYDIN
                                                                                                       Eğitim Uzmanı


8 Haziran 2011 Çarşamba

İngilizce Öğrenirken Dikkat Edilmesi Gereken 2.Madde

ADIM 2:
           Kendine Güven
   İngilizce güvensizliği kesinlikle kaldırmaz. Çünkü kendine güveni olmayan insan daimi hata korkusu taşır içinde ve bu da çok düşünmesine, çok düşünmesi de onun konuşamamasına neden olur.Eğitimimiz başladığı andan itibaren kendinize güvenmeyi ihmal etmeyin.İnsanlar en iyi İngilizce’yi alkol kullandıklarında konuşurlar.Bunun nedeni insanın kendini rahat hissetmesi,hata yapmaktan korkmaması,konuşurken düşünmemesidir.Ancak bunu alkol almadan yapabilmeniz daha makuldur.İngilizce eğitimi almaya başladığınız ilk günden itibaren mutlaka kendinize güvenin ve ben İngilizce konuşabiliyorum diyebilin.Eğitmeniniz ile eğer İngilizce konuşabiliyorsanız ve iletişiminiz düzgün ilerliyorsa anlayın ki siz İngilizce konuşabiliyorsunuz ancak sizin konuşmanız uzun süre alıyordur ve birlikte onu kısaltmaya uğraşacağız.Siz İngilizce eğitimine başladığınızda şunu unutmayın.Size en kısa sürede en uzun cümle kurmayı öğreteceğiz.Siz zaten İngilizce konuşmayı yaklaşık 1 ay içinde elde edeceksiniz.

4 Haziran 2011 Cumartesi

İngilizce Eğitimi

    İnsanların İngilizce'nin kullanımıyla ilgili ne yazık ki yanlış bildiği çok fazla sayıda şey var.Doğuş AYDIN olarak en büyük amacım da zaten bunu blogger hesabım aracıyla buradan size aktarabilmek.Bu yazımda ilk olarak size İngilizce öğrenimindeki 10 temel adımdan bahsedeceğim.
       İngilizce bir dildir ve bir dil de insanların birbirleriyle iletişim kurmasına yarayan iletişim aracıdır.Bilimsel terim olarak; İletişim, iletilen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir.İnsanoğlu çağlar boyu çeşitli iletişim teknikleri bulmuştur.Kızılderililer ateş yakarak,bazı insanlar halen yapmakta oldukları mimiklerini kullanarak demek istediklerini belirtmişlerdir.
   Bu kısa genel bilgi yazısını yazmamın amacı sizlere İngilizce’nin de bir iletişim aracı olduğunu belirtme isteğimdi. Bu ölçüde İngilizce’yi bilmeyen bir insanın bile gitmek el işaretini kullanarak diğer insanla bir yere gidebileceğini belirtebileceği normaldir.Ancak birde susmaksızın bir İngilizce’ye sahip olup çok iyi iletişim kurabilmek vardır.İşte bende size o çok iyi iletişime giden yoldaki önemli adımları anlatmak için bu yazıyı yazdım.Böyle bir açıklamayla başladığım için ilk adım olarak ‘Unutma önemli olan Konuşma’ ile başlamak istiyorum.
                   ADIM 1:
    Unutma Önemli Olan Konuşma
   Bu adımda önemli olanın konuşma derken İngilizce’nin diğer yönleri olan yazma,okuma,dinleme,dilbilgisi alanlarını kesinlikle önemsiz demek istemedim.İnsanların genellikle en çok zorlandığı alan olan ‘Konuşma(Speaking)’ dan bahsetmek istedim.İngilizce bilmemiz konuşmamızla ilgilidir çünkü eğer bir dili konuşamazsak  yani iletişim aracı olan dilimizi kullanamazsak bildiğimiz dilin bizim için bir anlamı kalmaz.Bunu da benim metodum olan ‘ Çağrışımsal İngilizce’ ile sağlayabiliyoruz.Bu metodun amacı insanların beyninde önce Türkçe düşünüp İngilizce’sini söylemek yerine direkt bir çağrışım oluşturmaktır.Yani elmayı gördüğümüzde önce Türkçe’sinin elma olduğunu vurgulayıp sonra ‘apple’ demek yerine direkt elma simgesini beynimizde oluşturarak ‘apple’ dememize yardımcı oluyor ve bu da İngilizce düşünme yetisini ortaya çıkardığı için konuşmamızda akıcılığı sağlıyor.Bunu cümlede nasıl yapıcağız derseniz onun içinde özel materyallerimiz var ve onlarla birlikte cümlesel durumunu da kelimeler üstünden kurmaya başlıyorsunuz.
     Peki burada öğrenciye düşen görev nedir?
  Öğrenci, kesinlikle konuşmasının önemini kavrayarak her zaman konuşmaya koşullanacaktır. Kesinlikle pes edip Türkçe konuşmaya başlamayacaktır. Eğitimimizin ilk dönemlerinde bir cümleyi 40 saniyede söyleyebilirken bu süre 10 saniyeye kadar düşecektir ileriki aşamalarda. Bu da eğitimimizin başarılı olup olmadığının öğrenci açısından denetimini yapma olanağı da sağlayacaktır.
  Yani kısaca kesinlikle eğitim programı boyunca İngilizce konuşmaktan vazgeçmeyin ve Türkçe’yi unutun.